Ahmet Şık OdaTv davasında yargılanan gazetecilerden birisi. Türkiye gibi bir ülkede birçok kişinin yayınlamayı bırakın dile bile getirmeye korkacağı konuların üzerine fazlasıyla gidiyor. Anımsarsanız bir önceki kitabı olan ve yine Gülen Cemaati'ni hedef alan "İmamın Ordusu" adlı adlı kitabı daha yayınlanmadan yasaklanmıştı. Sonrasını ise zaten biliyorsunuz: Silivri Cezaevi...
Son kitabı Pusu ise çok daha çarpıcı. Çünkü Ahmet Şık bu kitabı Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli cemaate yakın polislerin, kendi çalışma arkadaşlarını nasıl fişlediklerini belgeleriyle kanıtlıyor. Aslında kitapta yer alan belgeler yeni sayılmaz. Zira bu belgeler Excell formatında daha önce Hanefi Avcı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırılmış. Ama ne hikmetse bu belgeler soruşturma sırasında ortadan kayboluvermiş!

Açıkçası Ahmet Şık'ın son kitabı Pusu ile ortaya çıkardığı gerçekler son derece can sıkıcı ve cemaatin artık ne kadar güçlendiğinin de bir kanıtı. Emniyet teşkilatı resmen bir cemaatin eline geçmiş ve asıl görevi olan kolluk hizmetlerini yerine getirmek yerine cemaate olan yakınlıklarına göre kendi arkadaşlarını fişlemekle uğraşıyorlar.
Şimdi böyle bir kurumda, cemaatten olmayan bir polis görevini layıkıyla nasıl yerine getirebilir. Ya da ekip arkadaşına güvenip gözü kara bir şekilde bir çatışmanın ortasına hiç çekinmeden kendini atabilir mi? Açıkçası yalnızca toplum olarak değil kurumlar olarak da büyük bir ayrışmanın içindeyiz. Türkiye'nin yanı sıra, Türkiye'nin güvenliğinin emanet edildiği kurumlar da bölünüyor.
0 yorum :
Yorum Gönderme