Bilenler bilir. İstanbul Eyüp'te yıllardan beri düzenlenen bir müzik festivali var: "Efes Pilsen One Love" Şimdiye kadar hiçbir sorun olmadan düzenlenen, kimseye de bir zararı olmayan bir festivaldi. Gerçi elbette içten içe festivalde içki içildiğinden ya da festivalin adında "Efes" sözcüğünün geçmesinden rahatsız olanlar vardır da, 2012 yılına kadar sesleri fazla çıkmıyordu.
Dedik ya şimdiye kadar sesleri çıkmıyordu, bu yıl kendilerine Eyüplüler olarak nitelendiren bir grup insan, Eyüp'ün kutsal bir mekan olduğunu ve bu nedenle festivalde alkol alınmasının bu kutsal mekana saygısızlık olduğunu söyleyerek önce festivalin adından "Efes" sözcüğünün çıkarılmasını sağladılar. Asıl amaçları olan festivalde alkolün de yasaklanmasını ise festivalin başlamasından yarım saat önce yasaklatmayı başardılar. Festivalin ilk günü ise "Bir gece ansızın gelebiliriz" sloganlarıyla insanları tehdit ederek festival alanını bastılar.
Aslında tam trajikomik bir durum. Zira laik cumhuriyet hükümetinin idari sınırlarını belirlediği Eyüp ilçesi her nasılsa birdenbire kutsal bir mekan haline geliverdi. Zira festivalin yapıldığı yer ile Eyüp Sultan'ın kabri arasındaki mesafe hak getire. Kutsal olan kabir desek arada dünya kadar yol var. Kutsal olan Eyüp'ün kendisi desek, sınırlarını belirleyen laik cumhuriyet. Şimdi sormadan edemeyeceğim: Cumhuriyet yönetimi Eyüp'ün sınırlarını daha geniş olarak belirleseydi, o belirlenen yerler de kutsal mı kabul edilecekti? Ya da Hz. Muhammed'in alınmasını o kadar istediği İstanbul kutsal değil de yalnızca Eyüp mü kutsal? Ama maksat kuzuyu yemek olursa suyun her halükarda bulanacağı zaten açık.

Her seferinde özgürlük, tahammül, hoşgörü sözcüklerini dillerinden düşürmeyenler, toplumun her kesimini kucaklayacağız diyenler anlaşılan güç ellerine geçince söylediklerini çabucak unutmaya, tükürdüklerini yalamaya başladılar bir anda. Ne oldu o sizin engin hoşgörü anlayışınıza? Yoksa hoşgörü anlayışınızı kendi çıkarlarınız için miydi yalnızca? Her seferinde zulme uğradık edebiyatı yapanlar neden şimdi başkalarına zulmetmeye, baskı kurmaya başladılar? Kıçınızı koyduğunuzu o iktidar koltuğuna o kadar güvenmeyin. Güvendiğiniz o koltuk fazlasıyla kaygandır. Hele bir de çıkarları yüzünden sizleri destekleyen milyonların bulunduğu ülkede hava bir anda bozabilir. Ve baskıcı yönetimlerin, faşist eğilimlerin sonunun ne olduğunu tarih okuyan herkes bilir. O vakit geldiğinde sizler de başkalarının hoşgörüsüne muhtaç kalacaksınız. O yüzden rüzgar ekip fırtına biçmeyin...
0 yorum :
Yorum Gönderme